ABSTRACT
Objectives:
We compared the ability of two different photic stimulation methods (PSM) to detect photosensitive response (PSR).Patients and Methods: Twenty-three patients (10 males, 13 females; mean age 20.34H1.41 years) with PSR shown in routine EEGs and their 39 asymptomatic, first-degree relatives (21 males, 18 females; mean age 22.82±8.46 years) were included. All subjects underwent two EEG recordings with at least one-day interval, using two different PSMs. Two PSMs, namely our routine application and that standardized and proposed in 1996 (Netherlands), were compared with respect to ability in detecting, the type and duration of, PSR, and the relationship between PSR and flash frequency. Results: Photosensitive response was detected in seven asymptomatic relatives. In contrast to the routine method, the proposed PSM was able to detect PSR in nine subjects (30%). Compared with our routine application, the new method revealed a larger interval of flash frequency in 12 subjects (40%), and both a prolonged PSR duration and a larger interval of flash frequency in 8 cases (26.7%). In only one case, no difference was noted between the PSRs of both PSMs. The proposed method was found to be significantly more sensitive in detecting PSR (p<0.001).Conclusion: The widespread use of the standardized PSM will enable standardization of EEG laboratories and thus, to obtain more reliable information.
Amaç:
iki farklı fotik stimülasyon yönteminin, fotosensitif yanıt ortaya çıkarabilme özelliği karşılaştırıldı.Hastalar ve Yöntemler: Rutin EEG'lerinde daha önce fotosensitif yanıt (FSY) belirlenen 23 hasta (10 erkek, 13 kadın; yaş ort. 20.34±11.41) ile bunların birinci dereceden akrabası olan asemptomatik 39 kişi (21 erkek, 18 kadın; yaş ort. 22.82±8.46) çalışmaya alındı. Hasta ve yakınlarının, en az bir gün arayla, farklı iki fotik stimülasyon yöntemi ile iki ayrı EEG çekimi yapıldı. Laboratuvarımızda kullanılagelen rutin yöntem ile, 1996 yılında Hollanda'da standardize edilerek önerilen yöntem, FSY'nin ortaya çıkarılması, FSY'nin tipi-suresi ve FSY'nin verilen ışık uyaranının frekansı ile ilişkisi bakımından karşılaştırıldı.Bulgular: Asemptomatik akrabaların yedisinde FSY ortaya kondu. Önerilen yöntem ile dokuz olguda (%30), rutin yöntem ile belirlenemeyen FSY ortaya çıkarıldı. Rutin yöntemle karşılaştırıldığında, önerilen yöntem ile 12 olguda (%40) FSY'nin ortaya çıktığı ışık frekans aralığının genişlediği, sekiz olguda ise (%26.7) hem frekans aralığının genişlediği hem de yanıt surelerinin uzadığı belirlendi. Sadece bir olguda, her iki yöntem arasında FSY'nin özelliği açısından bir fark yoktu. Önerilen yeni yöntemin, FSY'nin saptanmasındaki duyarlılığı ileri derecede anlamlı bulundu (p<0.001). Sonuç: Önerilen yöntemin, yaygın kullanımı laboratuvarların standartlaşmasını ve böylelikle daha güvenilir bilgilerin elde edilmesini sağlayacaktır.
Anahtar Kelimeler:
EPİLEPSİ/FİZYOPATOLOJİ;FOTİK,STİMÜLASYON;REFLEKS/ FİZYOLOJİ; NÖBET/FİZYOPATOLOJİ,ELEKTROENSEFALOGRAFİ